kalabalık ülke gündemi 2

bundan on gün önce ilham perilerininde eşliğinde hiç mevzu sıkıntısı çekmeden ülkemizde olup bitenlerle ilgili gelişmelere ,sonuçlara dayanan ufak bir değerlendirme yapmıştım. şimdi dahada fazla konuyla değerlendirmelere devam etmek istiyorum. parti kapatma davasının sonuçlanması ve kapatmama kararı verilmesi ,hazine yardımının yarısının kesintiye uğraması ,güngörende yapılan insanlık dışı terör saldırısı ,özellikle Antalya’da çıkan 6gün süren ve halandaha süregelen orman yangını , kuzey Irak’a yapılan askeri operasyonlar ve bu operasyonların sepeb olduğu orman yangınları iddası ,kaçak Kuran kursunda patlama ,Cumhurbaşkanı’nın atadığı Rektörler ve ardından gelen istifalar,ergenekonla ilgili irili ufaklı gelişmeler. eski suikastlere dair iddalar , İzmir’de hastanede yapılan inanılmaz karışıklık ve son olarak petrol boru hattında çıkan yangın.

şimdi bunların hepsini değerlendirmeye çalışacam ;

ilk olarak Güngörendeki patlamaya değinecem , ülkemiz müsait komplo teorilerine  . izlediğimiz diziler ,filmlerde bunların görsel anlamda ispatı. aradan belli bir süre geçtikten sonra günümüzde yaşadığımız şeylerle ilgili aynı kurtlar vadisinde olduğu gibi dizi yada film çekilir bizlerde balık hafızalı vatandaşlar olarak çekirdek cıtlata çıtlata seyrederiz.

yıllar önce Uğur MUMCU’yu “derin güçlerin” katlettiği söylenince ,söylendiğinde  kimse inanmıyordu ,taşlar yerine oturmasına rahmen aksine ezber okutuluyordu tvler’de , gazeteler’de . şimdi Hrant Dink cinayetindede aynı şeyler söyleniyor ,ama bazı deliller gösteriyorki bişeylere gözyumulmuş ,kulakarkası edilmiş.

cinayetler toplumu kutuplaştırmak ,kargaşa ortamının içine sokmak için  dış ve iç güçlerin işbirliğiyle işletilmiş.

ama o güçler , gerçekten hukuk devleti olamadığımız için meçhul…

aynı şey ,güngörendeki patlama ,şemdinlideki patlama ,ve Ankara’daki Anafartalar çarşısındaki patlamayla ortak izleri taşıyor.

tabiyki Ahmet Taner Kışlalı ,Uğur Mumcu ,Bahriye Üçok cinayetlerinde’de aynı cins patlayıcı kullanıldığı unutulmamalı.

bu yukarda yazdıklarımı ben uydurmadım , patlamadan sonra çeşitli tv kanallarının takibim sonucu öğrendiğim bilgiler .

genelde tv kanalları saldırıy PKK terör örgütünün yaptığını söyleselerde ,deliller ve yapılan araştırmalar  çelişki kokuyor.

mobesse kamera kayıtları sonucunda bombayı yerleştiren şahsın 8 senedir sigortalı bir işte çalışıyor olmasının öğrenilmesinden sonra savcılığın gizlilik kararı alması düşündürücü .

bu yazıdan şu sonuç çıkarılmasın , terör’ü yada terör örgtünü savunuyor!!!!….

tabiyki hayır!!

hukuk devletinin üstünlüğünün savunuyorum ,zaten gerçekten hukuk devleti olsaydık eğer ,ne faili meçhul cinayetler ,nede terör örgütü olurdu ,nede her saldırıda cinayette terör örgütleri “pisliği üslendiriliyormuş” gibi açıklamalar yapılırdı .

terör’ü ve terör’ü destekleyenleri , bir kez daha lanetliyorum !!!

gelelim kapatma davasına , Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından partinin kapatılmaması çok önemli bir  hamle , ama DTP’nin kapatılma davası sonucunda gerçekten demokratikleşme için mi kapatılmadı yoksa ekonomik sebeplerden ötürümü kapatılmadı ,bir diğer demokratikleşme sınavında belli olacak.

kaldı ki daha önceki kapatma davalarından da sonuç görülüyor ki ,parti kapatmanın hiçbir faydası yok!. tamamen parti tabanı ,tavanı daha da bilenerek güçlenerek geri geliyor. refah partisi ,fazilet partisi gibi örnekler mevcut.

siyasi yasaklar getirilmeli ,ortada suç gösteren deliller varsa parti niye kapatılırki ,şuçu işleyen kişiyi cezalandırırsın .

zaten parti kapatma  olayı dokunulmazlık yasasıyla tamamen çelişiyor halde ,hem milletvekili olana dokunulmazlık hakkı veriyorsun . hemde partisini kapatıyorsun yada dokunulmazlığının kalkmasını bekliyorsun ,milletvekili milleti temsil etmiyormu ,önce seçim yasasının değişmesi gerekir herşeyden önce ,siyasi partiler yasasının değişmesi gerekir. tepeden inme adaylarla ,parayı bastıranla buraya kadar oluyor bu iş.

gelelim Antalya’ya;

6gün sürdü yangın ,tv’den gazetelerden ,internet haberlerinden takip ettiğime göre tam olarak sönmemiş ,yangın kontrol altına alınmış. tekrardan yangın çıkma riski varmış.

öyle şeyler izleyip okuyoruzki ,bundan yirmi sene önce gine kızıl çam ağaçlarının yanması ile aynı yerde yangın çıkmış ve yetkililer gine kızıl çam ağacı dikmişler. gece helikopterlerin çalışamadığı ,başbakanın gece görüş sistemi olan helikopterlerden alınacağını söylemesi. bunun gibi bilmediğimiz duyamadığımız birçok trajikomik şeyler.

madem gece görüşü imkanı olan helikopter alınabiliyor ,böyle bir teknoloji var biz neden faydalanmıyoruz bundan.

oksijenin ,ormanların her geçen gün dahada önemli hale geldiği şu günlerde , İstanbul’a yapılacak üçüncü köprü mü önemli ?

yada askeri ihtiyaç olarak belirlenen helikopterler ,uçaklar ,tanklar ,füzeler mi önemli ?

yada dubble yol çalışmalarımı ?

10000hektar orman alanından ne önemli olabilir? onların tekrar dikilmesi ,büyümesi  ne ile ölçülebilir?

kaçak kuran kursuna gelelim ,

kimbilir ülkemizde o kurslarda kaç tane var ,kaçı ne iş yapıyor ? nasıl beyinler yetiştiriyor?

neden kaçaklar ,diğer kaçak binalar için herhangi bir araştırma yapıldımı yada gözardımı ediliyor?

sermayesi nerden geliyor? bu soruların ,bunun gibi birçok sorunun cevabı belli değil sorulmuyorda?

çünkü balık hafızalıyız !! günü geçirmeye bakıyoruz..

Rektör atamalarına gelince , perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyordu zaten !.

bundan sonrası için diğer bütün rektörler değiştikten sonra , danıstay ,sayıstay ,yargıtay ve anayasa mahkemeside kadrolaşmasının tamamladığında kamplaşmaya neden oldurulan çağdaş yaşam gereği laiklik karanlıklar altında kalacak .

o zaman doğuştan muhalif CHP neyi koruyup kolluycak ,sosyal demokrat söylemlerden tamamiyle uzak ,milliyetçi söylemlerle dikkat çeken parti bakalım AKP çizgisine kayacakmı?

sağlık sektörüne gelince ,herşeyi piyasalaştıran AKP ,sağlıkta ektiğini biçiyor yavaş yavaş , daha öncede pekçok kez duyduğumuz yanlış ameliyatlar sayısı sıklaşmaya başladı.

hayatın her alanında yaşamın zorlaştırıldığı ülkemizde piyasacı ,hastaya ,öğrenciye müşteri olarak bakan zihniyet sonucunda trajikomik birçok haber duymaya ,işitmeye devam edecez .

bütün bunların olmaması için gerçekten hukuk devleti olmalıyız ,özgürlükleri iyi tanımlamalı uygulamalıyız ,türban’a özgürlük ,taksim meydanına hayır mantığınla nerelere geldiğimiz çok açık. DOLAR’ın EURO’nun yükselmeyişi ,Borsa’nın iyi seyri ,demokratik olmayınca ,hukuk devleti olmayınca ,hastane kapılarından parasız olduğumuz zaman dönünce ,okullara ,dersaneler tonlarca para aktarınca ,elektriğe ,suya ,doğalgaza, benzine ,mazota ,ekmeğe sürekli zam yapınca ,kış vakti iran doğal gazı kapatınca ,güngörende faili meçhul patlamalar olunca ,Antalyada gece görüşü olmayan helikoptersiz yangına müdahale edince ne anladım ben o doların düşmesinden ,ekonominin iyi gitmesinden!!

O ekonomi sokaktaki vatandaşa  iyi gitmiyodur , patronlar kulübü TUSİAD’a  iyi gidiyodur ,zengini daha zengin yapan düzene iyi gidiyordur, fakiri dahada fakirleştiren düzene iyi gidiyordur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir