televizyon,televizyonculuk üzerine..

bundan bir ,iki sene önce magazin kültüründen yakınırken şimdide dizi çılgınlığı ve oturduğun yerden para kazandıran yarışma programları çılgınlığı başladı. Varmısın Yokmusun ,Ahmet Çakar’la Şansa bak ,her kanalda yayınlanan ,yayından kalkan 200 üzerinde dizi. reyting çılgınlığı almış başını gidiyor. dizilere ilginç isimler veriliyor ,çorba isimleri ,ağaç isimleri ,eski yazarların kitabların uyarlamalar. sektörden ekmek yiyen onca insanıda düşününce , “ne büyük pasta diyor” insan içinden.

aynı reytin çılgınlığı aralardan güzel şeyleri ayıklamasını bilsede ,çoğu zaman kaliteli yapıtlarıda bir çırpıda harcanmasına sebep oluyor. mesela Bir Demet Tiyatro ,Bıçak  Sırtı .

hep mi kötü ? tabiyki hayır!

Hatırla Sevgili her nekadar tam olarak anlatmıyor ,anlatamıyor olsada ,eskiden yapılmış (hala devam ediyor gerçi) utanç verici birçok şeyi ,hukuk dışı ,insanlık dışı birçok şeyi gözler önüne seriyor.

yada Avrupa Yakası ara sıra cıvığı çıkartığını düşündürsede , deyim yerindeyse “geyiğin kralını ” yapıyor. çoğu zaman gülmeyi unuttuğumuz zamanlarda yüzümüzdeki tebessüm başarısının bir parçası.

birde ekranlarda eskisi kadar görmediğimiz şarkı ,türkü ,buzpateni,dans yarışmalarınıda unutmamak lazım. televizyon evrimleşiyormu acaba diyorum kendi kendime ama ,

sabahları ,öğlenleri kadın programları ,kadın programlarındaki ünlü ünsüz konuklar ,stüdyodaki seyirciler ,konuşulan konular , garip maskeli ,maskesiz çıkartılar konuklar bir anda bütün umudumu yitirmeme sepeb oluyor .

medyanın şeçim sonuçlarını tayin edebildiği ( ki 2002 şeçimlerinde kualisyon hükümetini sandığa gömdürttü),insanları bu kadar etkileyebildiği ülkemizde nerden nereye gidiyoruz …

kanallar satılıyor ,el konuluyor . borç’u olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet mitinglerinin kıvılcımı (“provakatörü”)kanaltürk satılıyor.

bir anlamda ülkenin kaderini değiştircek bir güç.

hemde kolay öğrenme yolu , ansiklopedi karıştırmadan , hocana öğretmenine sormadan ,internette araştırmadan , birtek üstünde sayılar olan aletle kanal değiştirerek kutudaki adam ne derse ona inanıyorsun.sorgulamak yok .

televizyonda uzman dedi ya…..

uzman ,profesör ,vb.gibi bir “medya maymunu “…

okulların yapmayım dersanelere teslim ettiği , dersanelerin şıkları elettiği bu düzende herşeyi tv’den öğreniyoruz.

bir kanalın “ak” dediğine öbür kanal eşzamanlı olarak “kara” der iken ,

haber bültenlerinde haberden başka hertürlü abuk sabuk şeyler gösterilirken (reklam bile alınıyor artık haber bültenlerine),

diyetleri ,sağlıklı yaşamı profesörler anlatırken ,

açık oturum tarzı programlar gece birden sonra ,beş dakka önce yayınlanmış dizinin özetinin ardından reklamlar bittikten sonra yayınlanırken ,

……

böyle bir güç nasıl kullanılıyor ,nasıl satılıyor ,neden el değiştirtiliyor ?

bunu iyi düşünmek ,iyi analiz etmek lazım, reyting cihazlarının 3000kişide olduğu söyleniyor , 3000 yada 30000farketmez ,oranladığımız zaman 75 milyon insanın geleceğine etkide bulunması ne kadar mantıklı oda  bir o kadar düşündürücü!!!

diziler ,yarışmalar ,magazin programları ,haber bültenleri reytinglere göre evrimleşip basitleşiyor ,kalitesizleşiyor.

belkide ilerisi için teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde ,her camda ,balkonda ,damda çanağın olduğu yerde receiver’ların hangi kanalları açık tuttuğuna dair bir saptama yapılabilir . ama bununda “fişleme” aleti olarak kullanılmaması ülkemizde olanaksız . yinede eğer gerçekten farklılık varsa o reyting aletine sahip kişilerle geriye kalan 75milyon -300kişi’nin , düzelme yolunda iyi bir kıvılcım olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir