Son günlerin sıcaklardan sonra veya önce en çok tartışılan konusu. Farkındaysanız gündemimizde pek siyasi konu kalmadı tartışacak. Yaz rehaveti mi_? Tatil dönemi mi bilinmez ama gündemden düşmeyen konu “4207/5727 Sayılı Kanun Gereği Sigara Yasağı”
Yasayı eleştirecek veya destekeleyecek değilim. Baş-Bakanımız ve Bakanlar Kurulumuz ve yetkili merciler tarafından alınmış bir karardır ve KANUN’laştırılmıştır. Maddi ve manevi cezaları olup, 19.07.2009 tarihinde uygulamaya geçilmiştir. Yasayı/Kanunu özetlemek gerekirse; üzerinde dolaşma hakkına T.C Kimlik Belgesi olan herkesin hakkı olduğu açık alanlar, sokaklar dışında birde, tapusu veya ruhsatı elimizde olan ev ve arabalarımızda içilebiliyor.
Bunun dışında üzeri sarmaşıklarla bile kapalı olan açık alanlarda sigara kullanımı yasak. Söylememe gerek yok diye düşünüyorum kapalı alanlarda sigaranın istisnasız yasak olduğunu. Peki bu yasayı ve yasağı irdeleyenleriniz oldu mu_?
Kapalı alanlarda hiçbir koşulda sigara içilemeyecek, cezası; içene 69TL, içirene yani mekan sahibine 560TL – 5600TL cezai işlem uygulanacaktır. Halka açık alanlarda sokaklarda, caddelerde sigara kullanımı serbest ancak izmarit, sigara kutusu gibi maddelerin yere atılmasına 25TL cezai işlem uygulanacaktır. Bunlar sigara kullanan kişileri ilgilendiren kısımlar. Aynı zamanda bir çoğumuzun konuyla ilgili bildikleri bunlar ve eleştiriler veya yorumlar bu bilgiler ile yapılıyor. Peki ya yasanın tamamı… Bütün olarak 07.11.1996 tarihli 4207 sayılı kanunun 03.01.2008 tarihinde 5727 sayılı kanun olarak değiştirilen, 19.05.2008 tarihinde bir kısmı 19.07.2009 tarihinde ise tamamının yürürlüğe girdiği bu yasa hakkında bilgi sahibi miyiz_? İlgili yasaya artık kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Bunun için ben yalnızca dikkatimi çeken noktaları sizlerle paylaşmak istiyorum.
En başta söylemek istediğim birşey var! Keşke bunların hepsinden önce yıllar önce yürürlüğe giren ve bu kanunun (5727-19.05.2008) 3/8. maddesi olarak gördüğümüz madde uygulanabilse!!! “18 Yaşından Küçüklere Satılamaz!”. Toplumca bunu uygulayamadık.
Birçoğunuzun bilmediğini düşündüğüm bir madde daha söylemek istiyorum sizlere; sigara markası,logosu, paketi veya adı yazılı t-short giydiğinizde, takı taktığınızda veya herhangi bir aksesuar taşıdığınızda para cezası alacağınızı (62 veya 69TL) biliyormuydunuz_?
Denetleme kurulu kuruldu ve belediye zabıtalarıyla ortak şekilde çalışarak gerekli yaptırımlar uygulanacak. Bir kısım işsiz vatandaşımıza istihdam mı sağlamış olduk acaba_? Peki biz bu kadar ciddi bir yasaya hazırmıydık_? Vatandaşa izmaritini yere atınca 25 TL cezayı keseceksiniz ama vatandaşa o izmariti atacak veya söndürecek imkanı sağladınız mı_? Her köşe başına izmariti söndürüp içine atacak çöp tenekeleri koydunuz mu_? Kusura bakmayın ben bu durumda çevre temizliğinin önemsendiğini veya dumansız hava sahasının hedeflendiğini değilde o 25TL göze kestirilip vatandaştan bir şekilde tahsil edileceğine yönelik bir hareket olduğunu düşünmekten alamıyorum kendimi.
Acaba sigara satışını tamamen yasaklasak ülkemizde, daha dumansız bir hava sahası elde etmez miyiz_? Daha sağlıklı genlere sahip bir toplum olmaz mıyız_? Komple yasaklayalım sigara satışını! Kapatalım yaklaşık 10-15bin işçisi olan “Tekel”i, kaldıralım 6 tane kalbur üstü üyesi olan “TAPDK” kurulunu, yeni iş imkanı sağladığımız denetçileri ve denetleme kurulunu da dağıtalım. Neden bu kadar zorlanıyor ve zorluyoruz ki_? Kökten ve kesin çözüm dururken. (TAPDK demişken, TAPDK’yi oluşturan 6 üyenin 5 tanesi alkol, 6 tanesinin tamamıda sigara kullanmıyorlar.) Böyle bir çözüm yoluna gitmiyorsak eğer tam olarak bu topluma nasıl bir uygulamaya girdiğinizi açıklayabilir misiniz_? Yani hem satarım para kazanırım! Hem cezasını keserim para kazanırım mı diyoruz tam olarak_?
Sağlıklı yaşam mı ilk hedefimiz_? O zaman kesilen cezaların ve toplanan paraların tamamını bağışlayalım Kanser’le mücadele kurumlarına veya derneklerine, bağışlayalım Verem-Savaş’a, bağışlayalım rehabilitasyon merkezlerine, bağışlayalım bilinçli ve sağlıklı nesiller yetiştirmeye çalışan eğitim kurumlarına ve derneklere, yada yok biz en iyisi bunları hiç bir yere bağışlamayalım, yaptığımız ÖTV ve KDV indirimlerini kompanse ederiz bu cezalarla.
Alınan tüm kararlara saygılıyım ancak yasadaki bazı terimler ve cümleler dikkatimi çekiyor. Mesela 2/1-d bendinin yazılış şeklini aynen aktarıyorum. “Özel hukuk kişilerine ait olan, lokanta, kahvehane, kafeterya, birahane gibi tüm eğlence hizmeti verilen yerlerde” neden özellikle eğlence hizmeti veren yerler derken vurgu yapıyoruz_?
Yaklaşık 1 ay önce okuduğum bir köşe yazısını aşağıda sizlerle paylaşmak istiyorum.
Eğer alkol ve tütün üretmek, satmak yasal ise bu ürünlerin üretimine, satışına ve iletişimine yasak getirirken elde gerçekten sağlam kanıtlar olmalı…
İşte TAPDK’nın akıllara zarar veren kararları:
A) Ocak ayından bu yana saçma bir şekilde sigara üreticilerinden “bağımlılık testi” istiyor. Sigara üreticileri uluslararası laboratuvarlara gittiklerinde “Böyle bir test yok” yanıtı alıyorlar. Gerçekten de böyle bir test yok…
B) Ambalaj üzerindeki uyarıcı etiketin büyüklüğü tüm Avrupa’da tüm ambalaj büyüklüğünün % 40’ı… TAPDK bu oranı % 65 olarak alıyor.
C) TAPDK’nın “alkol reklamları çocukları ve gençleri hedef alamaz” kararı doğru… Çünkü zaten 18 yaşın altına sigara ve içki satışı yasak. Ancak yetişkinlere yönelik reklamların içeriğine ve televizyon dışında nerede ne şekilde yayınlanacağına karışmak reklam özgürlüğüne büyük darbe vurmak demek… Eğer “yetişkinlerin” neyi nasıl seçeceklerini, ney, neyle yiyeceklerini bilmiyorlarsa altı yetişkinden oluşan TAPDK’nın kararlarına neden güvenelim? Onları bizden daha “zeki ve toplumcu” yapan ne?
D) TAPDK alkol reklamlarını “gençler ve çocuklar” argümanını getirerek yasaklıyor. Madem öyle sadece yetişkinlerin izleyebildiği paralı kanallarda alkol reklamlarına niye izin vermiyor?
E) Spor sayfalarında içki reklamı olmayacakmış. Neden? Allah aşkına bir TAPDK üyesi bana bunun nedenini açıklasın aldığım bütün unvanları Türkiye’nin önünde iade edeceğim. Beşiktaş şampiyonluk kutlamasında şampanya patlattı yakında yasaklar oraya kadar gelir mi?
F) Alkol reklamları sinemada sadece 18+ olarak sınıflanan filmlerde gösterilebilecek. Bu da doğru bir karar… Peki niye başında değil de sonunda? 18+ olacak, sonunda olacak, statü kişi olmayacak,
içmemek zafiyet olmayacak, cinsellik olmayacak, diğer gıda maddeleri olmayacak? Başka? Bence TAPDK üyeleri reklam metnini de yazıp versinler olsun bitsin…
Yazık… Gerçekten yazık… Bu ülkeye yazık… Karşımızda kendini bir düzenleme kurulu olarak algılayan bir kurum değil de Sigarayla Savaşanlar Derneği ya da bir Yeşilay Derneği olarak algılayan bir kurum var. Bu kurum piyasayı düzenleyeceği yerde sektörü baltalıyor, sağlıklı gelişimini engelliyor, liberal ekonomiyi katlediyor, kaçakçılığa davet çıkarıyor. Yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmak için tüm TAPDK üyeleriyle bir TV programında buluşmayı öneriyorum. Hodri meydan!
Prof. Dr. Ali Atıf BİR (Bahçeşehir Üniversitesi)
Bu konu aylarca tartışılabilir, eleştirilebilir veya desteklenebilir. Bence sorun sigara içilmesi yada içilmemesi değil. Sigara içeceksen evinde içeceksin insan içine çıkamayacaksın! Bu durumda sadece sigara içmeyenlerin hakları savunulmuş olacak. Devlet diyecek ki sağlığa zararlı bir alışkanlığı olan vatandaşı nasıl savunabilirim. O zaman kaldıralım tamamen, sağlığa zararlı bütün tüketim malzemelerini kaldıralım piyasadan. Sigaradan alkole, jelibondan boya katkılı maddelere, hormonlarla yetiştirilen gıda maddelerinden insan sağlığına zararlı olan kozmetik ürünlere… Kaldıralım tamamını ve sonsuz sağlıklı bir toplum olalım. Kanunun böylesinin sonuna kadar yanındayım.
Ancak yanlı kanunu veya rant kanununu kabul edemeyeceğim.Bu yasaların, kanunların yasakların nereye gittiğini çok merak ediyorum_? Muhtemelen onuda ilerleyen yıllarda göreceğiz… Yalnız şu yasanın maddesinde ki “eğlence hizmeti veren yerler” kısmına takılmıştım ya ben! Yazıyı aşağıdaki makale ile bitirmek istedim.
Bir İstanbullu olduğum ve eğlence denince aklıma gelen ilk yer İstiklal Caddesi / Beyoğlu olduğu için olsa gerek aşağıda sizlerle yaklaşık 1 yıl önce yayınlanan bir makaleyi paylaşmak istiyorum.
BEYOĞLU’NDA ADIM ADIM İÇKİ YASAĞI
Eğlence sektörünün göz bebeği olan Beyoğlu’nda esnaf çıkartılan yasalarla zor durumda bırakılıyor. Günlük en az 80 YTL’ye çıkarılması planlanan eğlence vergisi; çevre temizlik vergisi, işgaliye vergisi derken esnafın elinde borçtan başka bir şey kalmıyor. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (TAPDK ) çifte ruhsatlandırma ile kadehte içki satışının yasaklanacağını dile getiren Beyoğlu esnafı, adım adım içki yasağına gidildiğini söylüyor. Kapalı yerlerde sigara içme yasağının getirilmesiyle aslında içkinin yasaklandığını anlatan bölge esnafı, alınan haksız vergilerden, iki günde bir yapılan denetlemelerden yaka silkerek amacın eğlence yerlerinin tamamen kapatılması ve bölge esnafının kepenk indirerek uzaklaştırılması olduğunu belirtiyor. Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği Başkanı (BEYDER ) Tahir Berrakkarasu ve bölge esnafı, yaşadıkları sıkıntıları ve AKP Hükümeti’nin uygulamalarını anlattılar.
Amaç mekanları daraltmak
Belediyenin esnafa verdiği içki ruhsatı süresiz olmasına rağmen Tekel A.Ş.’den ikinci bir ruhsat almaları isteniyor. Eski ruhsatın getirilmesi durumunda ikinci ruhsatın ücretsiz verileceği söylense de esnaftan temiz belgesi istiyor TEKEL A.Ş. Vergiler altında ezilen esnaf ise temiz kağıdını götüremiyor ve 5 yıl süresi olan ruhsatlarını da geri alamıyorlar. Yasanın 15 Nisan 2008’den beri uygulandığını anlatan bölge esnaflarından Fuat Akyol yaşadıkları sıkıntıları şu şekilde özetliyor: “AKP Hükümeti?nin amacı mekanları daraltmak. Bunu doğrudan yapamıyor. Vergileri artıyor. İdari cezalar sadece eğlence mekanlarına kesiliyor. Efes 440 YTL’ye TAPDK ruhsatı alırken biz 550 YTL alıyoruz. Düşünün biz Efes’ten içki alıyoruz. Adım adım içki yasağına doğru gidiliyor.”
Sesler azalırsa susturmak kolay
Eğlence vergisinin temmuzda Meclis’ten geçecek yasa ile 2 milyar 400 YTL olacağını söyleyen Akyol, bu parayı ödeyebilecek olan mekan sayısının oldukça az olduğunu belirtti. Vergilerin altından kalkamayan esnafın çaresiz mekanı boşaltacağını dile getiren Akyol, “Mekan sayısı azalırsa mücadele edecek insan sayısı da azalacak. Çıkan sesler cılız olursa susturmakta kolay” dedi. 2000?e yakın idari cezanın çoğunlukla eğlence mekanlarına kesildiğini ifade eden Akyol , hükümetin amacının Beyoğlu’ndaki eğlence mekanlarını bitirmek olduğunu söylüyor.
İktidar bindiği dalı kesiyor
Beyoğlu’nun turizm açısından ciddi bir istihdam sağladığını ve eğlencenin göz bebeği olduğunu söyleyen BEYDER Başkanı Tahir Berrakkarasu “Yılanın başı Beyoğlu diye bakılıyor. Hükümet yılanın başını ezersek bütün eğlence sektörünü ezeriz diye düşünüyor” diye konuştu. Hükümetin bindiği dalı kestiğini, kazanç sağladığı sektörü yerle bir etmek istediğini dile getiren Berrakkarasu, eğlence sektörü üzerinden 20 kalem verginin alındığını kaydetti. 3 senedir ara sokaklarda devam eden yol yapımlarının müşteri potansiyelini azalttığına değinen Berrakkarasu, artık uygulamalarda kasıt aradıklarını dile getirdi. Berrakkarasu, hakkını aradığı için ayda bir yapılan rutin aramaların 5’e çıktığını söylüyor.
Çelik çomak oyunu oynuyoruz
“Kaymakamdan onaylanmış süresiz ruhsatlarımız var. TAPDK ruhsatı almamızı istiyorlar. Borçları ödeyemiyoruz. Temiz kağıdı da alamıyoruz dolayısıyla. Borcunu ödemezsen işyerini kapatırım deniyor. Borcunu nasıl ödeyecek esnaf. Hesaplara blokeler konuluyor. Parayı daha çok almanın peşindeler” diyen Berrakkarasu, işlerin çelik çomak oyununa döndüğünü belirtti. Berrakkarasu , Beyoğlu’nda ruhsatsız yerlerde denetimlerin sağlanamadığını söylüyor. Bütün düzenlemelerin eğlence sektörüne ağır yükümlülükler getireceğini belirten Tülay Ece Güneysu ise gizli bir alkol yasağının getirildiğinden söz etti.
22.05.2008 / Evrensel Gazetesi
BEYDER : Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği
YAŞASIN DUMANSIZ HAVA SAHASI!!!
slm