Evet arkadaşlar çok uzun zaman oldu sizlerle herhangi birşey paylaşmayalı… Hayatın yoğunluğu ve zorluğu herkes gibi benide etkiliyor kuşkusuz.Bundan sonra yine eski günlerde ki gibi bolca yazı yazmaya çalışacağım. Şimdi son zamanlarda duyduğum, tanık olduğum bazı olayları sizlerle paylaşmak istiyorum…
Bir emniyet amiri, 22 Ocak 2005 yılında Boğaz Köprüsünde bir kazaya sebeb oluyor, alkollü araç kullanırken öndeki arabada bulunan bir genç kızın ölümüne sebeb olduğu söyleniyor. Emniyet amirine alkol muayenesi olaydan 10 saat sonra yapılıyor!!! 10 saat!!! Yargı süreci işliyor, son duruşmaya bile katılmayan emniyet amirimiz, şöyle böyle derken sonuçta 27 bin TL cezaya mahkum ediliyor. Genç bir kızın hayatının bedeli 27 bin TL!!! Bazı zamanlarda bütün iyi niyetimi kaybederek, ülkemizde asayişin bilinçli olarak sağlanmadığını düşünüyorum… Neden mi_? Baksanıza bir TC vatandaşının canının karşılığı yaklaşık 30bin TL… Devletin her cinayetten 30bin TL kazanç sağladığını düşünsenize!!!
Yine büyük Türk yargısıyla ilgili bir durum paylaşacağım sizinle… Hatırlarsınız bir Dilara vardı, açık unutulan bir rögara düşerek hayatını kaybeden! Yüce Türk Mahkemesi kızın annesini kusurlu buldu haberiniz var mı_? Kızının elini sıkı tutmadığı, bastığı yerleri kontrol etmediği için… Komik!!!
ÖTV indirimi bitti… Ne de güzel faydalandık indirimden herşeyi ucuza ucuza aldık… Neden bu kadar kolay aldık biliyomusunuz_? Çünkü bu indirimi tasarlayanlar dediler ki; biz ilk alım maliyetini düşürelim, nasıl olsa işletme maliyeti bize geri dönecek. Yani durum ortada, indirimle alınan arabalar kullanıldığı sürece benzine ihtiyaç duyacaklar, o arabalar bir kere indirimli alındı ama o benzin hep zamlı alınacak. O bilgisayarlar bir kere indirimli alındı ama o elektrikler hep zamlı ödenecek. O çılgınlar gibi galerilere koşup stoklarını tükettiğimiz arabalar varya hani! Onların en düşük yıllık vergileri 2010 yılında 641,8 TL olacak, bilginize. Yetmedi… ÖTV indiriminden oluşan açığı bu şekilde kapattık ama birde kara geçmeliyiz dedi devlet ve şimdi doğalgaz,elektrik,su zamları yolda… Filmin adı: ÖTV’nin İntikamı…
Kısa bir not : Daha öncede ısrarla savunduğum bir konu! Halkının sağlığını düşünen bu devlet, olurda kulağıma gelen dedikodularda ki gibi, 2010 yılının başında sigara kullanımı için işletmelere ruhsat zorunluluğu getirirse ve bu durumdan rant sağlarsa, bu devlete karşı bütün iyi niyetimi kaybettiğim gün olur o gün.
Ey büyük derbi, ey büyük taraftar!!! Biraz zaman geçti tabi derbinin üzerinden ama ben derbinin ertesi günü bir yazı yazsaydım, büyük bir ihtimalle şükrü saracoğlun’dan, aziz yıldırıma, fenerbahçeli futbolculardan, taraftara kadar herkese hakaretlerde bulunacaktım. Bir dünya derbisi düşünün, maçtan önce ısınırken itiş-kakış başlıyor, sahaya yabancı madde yağıyor, hiçbir suçu olmayan bir hakemin kafası yarılıyor. Bu hırs, bu düşmanlık nereden geliyor bilinmez. Yapılan aşağlıkça bir harekettir. O stadın 3 değil 13 maç kapanması gerekir. Hakemlerin can güvenliği olmadığı için o maçın oynatılmaması gerekir. Ama yemez, o statda o maçı tatil etmek yemez… Geçen sene Efes Pilsen’li basketbolcuları yani sporcuları döven fenerbahçe taraftarı, hakemin canına kasteden fenerbahçe taraftarı… İçimde oluşan fenerbahçe nefretini artık bastırabileceğimi sanmıyorum ve onlar gibi bende onları bir fenerbahçe cumhuriyeti olarak görmeye başlayıp artık onları TC takımlarından saymadığım için her maçlarını türk takımlarına karşı oynayacak olan bir yabancı takımı sınıfına sokuyorum onları. Bu durumda fenerbahçenin alacağı her mağlubiyetten sonsuz haz alacağımı da bildirmek isterim.