ergenekon ,kapatma davası, KKKA ,orman yangınları ,elektrik zammı ,KKKA ‘dan kene ısırması sonucu olmayan bir ölüm ,ODTÜ’de yapılan su analizleri ,o analizler takibinde ODTÜ’nün bazı yapılarının kaçak olduğu iddası,barajlardaki doluluk oranı ve susuzluk tehlikesi ,hayatımızdaki sansür ve HAYAT tv ‘nin karartılması.
mevzular okadar derin ve kalabalık’ki hepsi için 2500 sayfalık ergenekon iddanamesi misali yazı yazılabilir, tabiyki bu yazılan şeyin ,şeylerin içeriğinin dolu olması gerekiyor. iddaname gibi buzdağının görünen kısmını içeren bir yazı ilerisi için geçerli olamaz zaten . orman yangınından bahsederken yangının nasıl söndürüldüğü , ne kadar hektar alanın yok olduğunu hep işitiyoruz .söyle helikopter alındı ,şu kadar varil su döktü, şu kadar insan çalıştı . bu emek küçümsenemez ,hafife alınamaz tabiyki .
demem şu ki ;
hangi yasalardan ,hangi tarihlerden sonra orman yangınları artış gösterdi ,yanan ormanların olduğu yere ne yapıldı?
yerine yeni fidanlar dikildi mi? yoksa tatil köyü mü oldu ? ,yada büyük siteler mi?
aynı ergenekon’da buna benziyor , iddaname yanan ormanı kapsamış , söndürülmesini kapsamış ama diğer ormanlarla mevzunun alakası yok ,önceden yanan ormanlarla alakası yok. ilerisi için hiçbir garanti yok ,orman gine yanabilir. önü açık…
Hrant DİNK ,Uğur MUMCU,Ahmet Taner KIŞLALI gibi birçok gazeteci katledilebilir. birçok provakatif olay gine gerçekleşebilir.
hiçbirşeyi enine boyuna tartışıp halledemiyoruz . halletmekte istemiyoruz ,bu işten prim sağlayan “güçler” zaten bu işin başrolünde . şimdiki yapılan da “tasviye sürecinin” ta kendisi . güneydoğu’da okadar askerimiz şehit düşüyor ,mücadele içindeler . hiçbir türlü barış kelimesi geçmeye dursun artık kimsenin silahların susacağına dahil inancı da kalmamış durumda. öyle bir döngü oluşmuş ki , “besin piramidi” gibi ,”ekosistem” gibi kendi kendini döndürüyor. olan gine mehmetçik’e oluyor.
olan ormanlara ,olan sokaktaki vatandaş’a oluyor.
22 temmuz’da şeçimler yapıldı ,yüzde 47 oyla AKP iktidar oldu (çoğunluk medyanında desteğini alarak) . şimdi partinin kapatılması gündemde , refah,fazilet partileri kapatıldı da sanki birşey değişmiş gibi ,geçmişten inadına ders almazcasına şimdi gine herhangi bir x partinin kuruluşunun temeli atılıyor.
ve farkındamısınız bilmem ,her seferinde güçlenelerek ,bilenerek yollarına devam ediyorlar.
orman yangınları ,ergenekon gibi bunuda iyi analiz edemediğimiz için ,asıl amacın yada elde edilen sonucun gündem değişikliği ve kamplaşmaya bir adım daha yakınlaşma olduğu için sıfır elde var sıfır şeklinde hayata devam ediyoruz .
parti kapatılacağına ,hukuk kurallarına uygun hareket edilmeyen bir durum mevcutsa kişiyi cezalandırırsın !!. güçlenmesine ,gücüne güç katmasına sepeb olmayacak şekilde!!.
önceki davalarda olduğu gibi partiyi kapatarak olmuyor!! . kimin neye hizmet ettiği ,neden yapıldığı anlaşılamıyor.
susuz geçirdiğimiz ,ilerisi için daha da tehlikeli günler geçireceğimiz günler bizleri bekliyor. bunun için ne bir önlem var ,ne bir su politikası nede bir çevre politikası .
atıklarımızla ,çöplerimizle doğayı genel olarak kirlete duralım , hiçbir siyasi çözüm göremiyoruz ,ilerisi içinde göremiycez de . bu gidişle herşeyi özelleştiren iktidar ,saglık ve eğitim sisteminden sonra tatlı su kaynaklarınıda özelleştirecektir ,perşembenin gelişi çarşambadan belli olur.
son olarak hayat tv nin karartılmasına değinecem , çoğunluk medyanın iktidar yanlısı olduğu apaçık , kendine ait olmayan medyada ,söylemde laf’a gelince demokrasi vezirganı kesilen hükümet tarafından aynı 1 mayıs’da olduğu gibi akıl almayan gerekçelerle karartılıyor.
türban’a özgürlük demokrasinin gereği olurken .1mayıs’ın taksim’de kutlanması “provakasyon” oluyor . şampiyonluk kutlamalarında (2007-2008 GS şampiyonluğu, AVRUPA KUPASI DÖRDÜNCÜLÜĞÜ) “provakasyon” olmuyor.
dini duyguların “istismar” edilerek bugünlere gelen “kendine demokrat” iktidar ,herşeyde olduğu gibi “kendine müslüman” olmayan televizyonları kapattırarak herşeyin ne kadar açık ve seçik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.