muavenet gemisinin ilginç hikayesi ..

Muavenet, aslında ABD hibesi. Özelliği, hem muhrip, hem mayın tarama gemisi olması ve teknik açıdan da Akdeniz’de bulunan en hızlı savaş gemisi özelliği taşımaktaydı.

Muavenet’in vurulmasıyla birlikte, gemi komutanı dahil, bazı subay ve askerlerimiz yaşamlarını yitirdiler.Türkiye olayı protesto etti. Geminin ve yaşamlarını yitiren insanların ailelerine ödenecek tazminat için, Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay ve Deniz Kuvvetleri’nde aylarca çalışmalar yürütüldü. Muavenet’in vurulmasından üç hafta sonra Uğur Mumcu katledilmiş, bundan yaklaşık dört ay sonra da Eşref Bitlis şehit edildiği tesadüfleride ek bilgi olarak verdikten sonra olayın detaylarına devam edelim;

2 Ekim 1992 tarihinde “Kararlılık Gosterisi-92” tatbikati sirasinda, Turk Deniz Kuvvetleri’ne ait”TCG Muavenet” Muhribi tatbikatın ana safhasi bittikten sonra, intikal seyri esnasında iki gudumlu mermi ile vurulmustu. Vuran gemi ABD’ye ait daha onceden sabıkalı “Saratoga” ucak gemisi idi. Gemiden atilan iki adet “Sea Sparrow” fuzesi geminin kopru ustune isabet ederek havaya ucurmus, geminin beyni konumundaki kaptan köşkü onarilamayacak derecede hasara ugramisti. Isin daha vahim tarafı bu sırada görev yapmakta olan basta gemi komutanı olmak uzere bes Turk denizcisinin hayatını kaybetmis olmasıydı.Ege Denizi’nde vurulan muhribin ilginc bir hikayesi vardir: Muavenet Deniz Kuvvetleri’nde surgun yeri olarak görülürdü, vurulmadan once “Biji” Muavenetlakabiyla anılırdı. Bu lakabın sebebi gemi personelinden PKK propagandasi yapan iki astsubayin yakalanmasıydı ve bu sebeple geminin ismi “Biji”ye cıkmıstı. Daha önceki lakabıda “Hacı”idi. Bunun sebebi gemide dindar personelin çokluğuydu. Tabii Amerikalılar tarafından vurulduktan sonra Hacı lakabı yerine Gazi kelimesi gelmişti. Kısacası ilginç bir gemiydi. Daha sonra gemi tamir edilemeyecek kadar hasar gördüğünden hurdaya çıktı ve yerine Amerikalıların verdiği gemilerden birine Muavenet adı verildi.

Biliyorsunuz gemi vurulduktan sonra aynı 11 askerimiz olayındaki gibi anlı şanlı bir komisyon kuruldu ve

olaya kaza süsü verildi pardon kaza dendi.fakat kaza raporlarında unutulan ufak bir ayrıntı vardı.

Gemiyi vuran Amerikan uçak gemisindeki füze ateşleme sistemi dörtlü şifre ve elektronik kilit sistemiyle

çalışıyordu yani kazara dalgın bir amerikan askerinin elini çarpıp ateşlemesi gibi birşeyin olması imkansızdı.Işin daha ilginci füze hedefi “track”layarak ateşlenmişti. Yani füze hedefe kitlenmiş ve hedefe vurana kadar elektronik sistem füzeyi hedefe kitli tutmuştu. Bunun ise kazara olma olasılığı yüzde 0 idi.

Işin gerçeği Amerikan Saratoga uçak gemisi Muavenet gemimizi ayan beyan hedef almış,kitlenmiş ,ateş etmiş ve füze hedefe vurana kadar füzeyi takip etmiş ve sonunda gemimizi vurmuştu.Olay kaza falan değildi. Peki ama neden vurdu?

Muavenet Muhribi vurulmadan once, ABD ısrarla Turkiye’ye, Knox sınıfı eski ve hurdaya çıkmış

firkateynlerini vermeye calısıyordu. Kuvvet komutanları amiraller bu baskıya direniyor ve modern bir deniz gücü istiyorsak bunu ancak yeni gemileryaptırarak olabileceğini Amerikanın vereceği gemilerin hurdadan başka bir şey olmadığını söylüyorlardı. Bunun üzerine Türkiye yeni gemiler için ardı ardına ihaleler açtı ve bu ihalelerin önemli bir kısmını Alman firmaları kazandı. Ay sınıfı denizaltılar,Doğan sınıfı hücumbotlar ve Meko sınıfı firkateynlerin hepsini Almanlar yapacaktı üstelik bize teknolojide veriyorlardı. Amerikan şirketlerinin kaybettiği ihalelerdeki para kayıpları bir yana prestijleride yerlere dökülmüştü. neredeyse bütün ihaleleri Almanlar kapmıştı.

Işin birde istihbarat yönü vardı. Gemi satın alan bir ülkenin personeli uzun süre üretici ülkede eğitim görür ve üretici ülkenin mühendisleri ve askeri uzmanları o ülkenin bütün gizli deniz üzlerinde “araştırma” gezileri yapabilirlerdi. Böylece o ülkenin Deniz gücü hakkında çok güzel bilgiler edinirlerdi. Bunu şimdiye kadar ABD yapmıştı fakat Almanlar devreye girince bu iş bozuldu ve Amerikalılar buna çok kızdılar. Işin başka bir yönüde Türk Deniz Kuvvetlerinin Amerikaya bağlılığı da ortadan kalkıyordu. Bütün bu olumsuz gelişmelerden sonra Amerika patronun kim olduğunu Türkiye’ye bir daha hatırlatmak gereğini duymuştu.

Sonunda ortak tatbikatta punduna getirip Muaveneti göstere göstere vurdular. Mesajı almıştık. Işin komiği

Amerika bize olayın başında vermek istediği Hurda gemileri Muaveneti vurduktan sonra tazminat olarak verdi.Bu 8 hurdayı denize tekrardan sokabilmek için bir ton tamirat parası vermemizde işin cabası oldu.

Tabiiki gemilerin teslimi için Amerikan uzmanları o çok sevdikleri Askeri üs gezilerinede kavuştular.

not:alıntıdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir