Türkiye’nin iş kazalarında dünyada üçüncü, Avrupa’da ise birinci . yalnızca son 6 ayda, taşeron maden ocaklarında meydana gelen bu üçüncü büyük grizu patlaması. Bursa ve Balıkesir’de 35 işçi öldü. Birkaç işçinin öldüğü iş cinayetleri ise haber bile olmuyor tersanelerde her gün ölüm haberlerini ufacık yer ayrılmış gazete köşelerinden öğreniyoruz. Son bir haftada Rusya’da 66, Çin’de 31 maden işçisi, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı, gaz ölçüm ve alarm, hızlı su tahliye sistemlerinin çalışmadığı ocaklarda öldü. Ve şimdi, bu kez bizzat TTK bünyesindeki bir taşoran maden ocağında grizu patlaması oldu.
Daha fazla kar etmek, maliyetleri daha fazla düşürmek için insan hayatı hiçe sayılmadığının göstergelerinden biridir bu patlama.
Defalarca Sivil Toplum örgütlerinin ,Aydınların özelleştirme sürecinin yaratacağı sıkıntı ve sorunları dile getirmelerine rağmen hükümetin geri adım atmadığını , hükümetin kamu kuruluşlarında yapılan atamalarda liyakat, bilgi ve beceri yerine cemaatten olmak ve kendileri gibi düşünmek kriterlerine göre hareket ettiğini görünce herşey apacık ortaya çıkıyor zaten.
TTK’nın yani Devlet elinin ,Devlet gibi bir gücün galeri açma denen madencilik gereğinin kendisi zarar ettiği gerekcesiyle Özel Sektör’e verdiğini düşününce olaydaki çelişkiyi zaten gözler önüne seriliyor.
Devletin zarar etmeden beceremediği bir olayı özel sektör hangi mantıkla ,hangi akılla kar edecek şekilde ihalesine girip işe girişiyor, galeri açıyor.
Güvencesiz, sendikası, sağlıksız, açlık sınırında kalan ücretlerle çalıştırılarak bir lokma ekmek parası kazanmanın bedeli ölüm oluyor maalesef. çünkü taşeron firmanın amacı sadece ve sadece kar etmektir,
özel sektör’ün amacı budur.
Zorunlu olmasına rağmen çalışan işçilerde gaz maskesinin bulunmadığı saptanması başlı başına bu bahsettiğim gerçeği perçinler niteliktedir.
Başbakan Erdoğan, Zonguldak’ta kömür madeni ocağındaki patlama nedeniyle işçilerin ailelerine ve yakınlarına geçmiş olsun ziyareti sırasında yaptığı konuşmada;‘Bu bölgenin insanı zaten bu tür olaylara alışık. Bu mesleğin kaderinde maalesef var. Bu mesleğe giren kardeşlerim de, bu mesleğe girerken içerisinde bu tür şeylerin olacağını bilerek giriyorlar’ diyerek, devletin asıl işini taşeron şirkete vermesi gerçeğini, esnek çalışma ve sendikasız çalıştırma gerçeğini gizlemektedir.
Patronların her istediğini iki etmeden yerine getiren, işçileri köle koşullarında çalışmaya mecbur kılan hükümet patronlarla el ele vererek, köleliği ve ölümleri olağan görmeye ve göstermeye çalışıyor. İşçilerin iş güvenliğini, sigorta ve sendikalı çalışma haklarını gasp eden, madenleri özelleştirerek yandaşlarına peşkeş çeken hükümet; madenlerin, atölyelerin, tersanelerin cinayet alanlarına dönüşmesinin esas sorumlusudur. işçilerin iş güvenliği ve insanca çalışma koşullarını hiçe sayan Hükümetin,üzelerek söylüyorum bundan sonraki iş kazalarınında geleceğinin göstergesidir…
guzel yazi, tesekkurler.