22 temmuzda Türkiye şeçime gidiyor , bu seçim sürecinde mahallelerde sokaklarda caddelerde bangır bangır patates soğancılar misali şeçim arabaları geziyor , hergün biyerlerde mitingler ,kahvelerde orda burda toplantılar..
mitinglerin yapıldığı zamanlarda şehir trafiği (zaten olmayan) tam anlamıyla felç oluyor ,trafikte bekleyen onca aracın ve araçlarda bekleyen insanların vay haline… ( benzincilerle ortak mı çalışıyorlar diye düşünmeden edemiyor insan) kimsenin umrunda değil tabii bu.. ama 1 mayıs oldumu veya herhangi bir sivil toplum örgütü oldumu 2 saatlik eylem dahi olsa kolluk kuvvetlerinin tepkisine maruz kalıyor..
tabii seçim sürecinin ne kadar sağlıklı ,adil ve demokratik olduğuda süpheli;
şeçim otobüslerin üstünde malum adayların resimleri oluyor, o adayların için düzenlenen şarkılar türküler, düşününce o adayların hiçbirtanesini halk seçmediki , tepeden inme ,parti genel başkanın bu olur ,bu olmaz ,papatya falı bakarcasına seçmesiyle aday oluyorlar.. tabii papatya tanelerininde ceplerinin doluluk oranı önemli , aralarından ensesi kalın olanlar şeçiliyor.. demekki önce seçim sisteminin değişmesi gerekiyor ,şeçim yasasının siyasi partiler yasasının değişmesi gerekiyor..
aynı şekilde ense kalınlık ihtiyacınla beraber , ne kadar çok dokunulmazlığa ihtiyacı var oda önemli.. çünkü ne kadar çok dokunulmazlığa ihtiyacın varsa okadar çabuk aday oluyorsun.. şöyle bir kafanızı kaldırıp baktığınızda aday olan insanların çoğunun tuzları kurudur, amaç sadece dokunulmıyayım..
sırayla gitmeye devam edersek yüzde 10 barajının ne kadar anti demokretik olduğu ortada , demokrasi demokrasi diye halktan oy isteyen insanlar nedense barajdan hiç bahsetmiyorlar( . Avrupa`da yüzde 5 barajının üstünde baraj yok. Niye halkın iradesine ipotek koymak istiyolar ,Niye halkın, bize ait olmayan oylarla, bir tür oy hırsızlığıyla parlamentoda yeralmak istiyorlar, Düşünebiliyor musunuz, size ait olmayan oylarla haketmediğiniz oylarla parlamentoda milletvekili olacaksınız.) demokrasiyi tamamem amaç değilde araç olarak kullandıkları hem şeçim öncesinde ,hemde şeçim sonrasında yaptıklarından belli, mecliste el kaldır , el indir vede onun için maaş al, kaldıki meclisi tv’den izlerken 550 vekilin kaçının bizleri orda olarak temsil ettiğinide görebiliyoruz , olanlarda kavga dövüş ,tekme ,tokat..
3.olarak ise ;
parası olan parası kadar okur ,parası kadar tedavi olur mantığınla nereye kadar .. siyası partiler devlet olarak yapması gereken şeyleri vaadetmemelerı gerekir , bunlar zaten yapmak zorunda oldukları şelerdir.. sanki bir lütufmuş gibi bunları şeçim meydanlarında söylemek sonrada meclise girince yapmamak ne kadar doğru ..
4.olarak;
şeçim süresince ,aynı futbol takımlarından nasıl 4 büyükler var aynı şekilde dört büyük parti varmış gibi medyanın pofpoflamasıyla halkın bilinç altına sokulmuş ,sadece ve sadece kazanırsa onlar kazanır ,onlar barajı aşar,meclise girer…
yok böyle bişey ya , sanki tuttuğun takımmışcasına (her nekadar tuttugun takım kazansa bile ,bizim ne kazancımız var nede kaybımız ) ,diğer partilere düşünceler atılan oylar boşa gidecekmişcesine hava estiriliyor, nasıl demokrasi nasıl adalet anlıyan varsa beri gelsin..
o partiye karşı bu parti güçlü ondan oy veriyorum, yada oylar boşa gitcek o partiyi sevmediğim için inadına buna veriyorum, yok böle bişey, siyasi irade dediğin bildiğin düşündüğün düşünce ,idoloji neyse adı ona en yakın parti ne varsa ona oy verilir.
kaldı ki, seçim sonrasında verdiğin oyun dekontunu alıp iktidar olan partine mi götürüyosun ..
umarım bu şeçim ülkemiz için hayırlı olur..