“kadrolaşan” atamalar…

Medyada çok sık olarak izleyip okuyoruz. bazı isimlerin “kırdıkları cevizler” yüzünden adları “çıktı dokuza inmez sekize “. hal böyle olunca yüzler eskiyor, halkın geçici “tepkisine “maruz kalınıyor falan. belirli periyodlarda gelen gideni aratır atasözünü aratmıycak niteliktede atamalar ,seçimler ,yerleştirmeler yaşanıyor ülkemizde . işte bunlardan birkaçı , birgün gazetesinde haber olarak okudum ,tamamını sizlerle paylaşıyorum . okuyunca ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız.

Atilla Kart, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği yazılı soru önergesinde; İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin (İBB) yeni genel sekreteri 22. dönem AKP Kayseri milletvekili Adem Baştürk’ün 7 ayrı suç dosyası olduğunu hatırlatıp, davaların akibetini sordu. Atamayı ‘Karambol Atama’ olarak nitelendiren Kart, “Adem Baştürk hakkında organize suç örgütü ilişkisi boyutlarına ulaşan yargılama dosyaları vardır” dedi.
CHP’li kart soru önergesinde; 22. Yasama döneminde AKP Kayseri Milletvekili olarak görev yapan Adem Baştürk’ün; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olarak, İBB bünyesinde yeniden görev üstlendiğinin öğrenildiğini belirterek, Baştürk ‘ün milletvekilliği öncesind e de yine Belediye’de çeşitli görevler üstlendiğini hatırlattı. Kart şunları söyledi:
“Adem Baştürk’ün 3 Kasım 2002 tarihinden önce İstanbul Büyükşehir Belediyesinde üstlenmiş olduğu görevlerden dolayı TBMM’ye intikal eden; ‘3/311 sayılı zimmet, 3/350 sayılı ihaleye fesat karıştırmak, 3/351 sayılı ihaleye fesat karıştırmak, 3/352 sayılı zimmet, 3/390 sayılı görevi ihmal ve kötüye kullanmak, 3/403 sayılı ihaleye fesat karıştırmak, 3/405 sayılı görevi ihmal ve kötüye kullanmak’ suçlarından mevcut olan fezlekelerden dolayı milletvekilliği dokunulmazlığı sebebiyle yargılaması yapılamamıştı. Görüldüğü gibi; Adem Baştürk hakkında İBB’de görev yaptığı dönemde süreklilik kazanan ve organize suç örgütü ilişkisi boyutlarına ulaşan yargılama dosyaları var. Adem Baştürk’ün sanık sıfatıyla yargılandığı dosyalarda; kamu idaresinin güvenilirliğini ve işleyişini ihlal eden suçlamalar yoğun”

‘BAŞTÜRK 400 TRİLYONU ÖDEMEDİ’
Güvenilirliği konusunda yoğun suç dosyaları bulunan bir kişinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ‘ne Genel Sekreter olarak atanmasının Temiz Toplum- Şeffaf Devlet anlayışıyla bağdaşmayacağını kaydeden Kart soru önergesinde şu görüşlere yer verdi:
“Şaibeli olmaktan öte yoğun ve örgütlü suç ilişkileri içinde bulunduğuna dair yargılama dosyaları bulunan bir kişinin ısrarla ve talimatla yeniden Büyükşehir Belediyesi bünyesinde ve hele Genel Sekreter olarak görevlendirilmesinin hiçbir haklı, inandırıcı ve makul bir gerekçesi olamaz. Takdir yetkisi içinde değerlendirilecek bir hal söz konusu değil. Türkiye’de iktidar eliyle yaratılan karambol ortamı ve gündem saptırması içinde kamuoyu denetiminden kaçırılan bir görevlendirme yapıldı.”
Kart, “Adem Baştürk ve diğer bağlantılı sanıklarla ilgili davalar sonuçlanmadan ve 2001 yılı itibariyle doğmuş olan 400 trilyon civarındaki kamu zararı failler ve sorumlulardan tazmin edilemediğini” de belirterek, “zararın sorumlularının yeniden İBB bünyesinde görevlendirilmeleri, olayla ilgili kuşku ve eleştirilerimizin doğruluğunu bir kez daha göstermiştir. Kamu görev ve yetkisi kötüye kullanılmak suretiyle sürdürülen ya da sürdürülmek istenilen çıkar ilişkileri yapılanması söz konusudur” iddiasında bulundu.

ERDOĞAN’I TERLETECEK SORULAR
Kart, Erdoğan’dan Baştürk hakkında zimmet, ihaleye fesat karıştırma, görevi ihmal, görevi kötüye kullanma suçlarından var olan 7 dosyasının akibetini sordu.
Kart, “Hakkında suç isnadları bulunan bir kişi hangi takdir yetkisiyle, hangi hak ve adalet duygusuyla İBB Genel Sekreterliği gibi güven ve kıdem gerektiren bir göreve getirilmiştir? Bu görevlendirme, 1994-1998 yılları arasında İBB bünyesinde Belediye Başkanı Erdoğan tarafından oluşturulan cemaat esaslarına dayalı kadrolaşmanın; AKP iktidarı döneminde Başbakan’ın talimatıyla sürdürüldüğü anlamına gelmez mi? İgdaş, Belbim, Akbil ve benzeri iştirakler vasıtasıyla oluşturulan ve 2001 yılı itibariyle 400 trilyona ulaşan kamu zararının sorumluları ve failleri ortaya çıkarılmadan, aynı kişilerle bu kadrolaşmanın sürdürülmesi; AKP’nin, yolsuzlukları mütemadi ve kurumsal hale getirdiği anlamına gelmez mi?” diye sordu.

AKP’de Baştürk çok!
22. Dönem Meclis’te 251 milletvekili hakkında okunulmazlık dosyası bulunuyor. Bunlardan 83 milletvekili hakkında ki dosya AKP’lilere ait oması bile, AKP’de Baştürk’ün kabarık sicilini yadırgamamasını açıklıyor. Aralarında Başbakan Erdoğan ve bazı bakanlar bulunduğu dokunulmazlık dosyaları ve suçlar şöyle:
“Recep Tayyip Erdoğan: Görevi kötüye kullanma. Abdülkadir Aksu, Abdullah Gül: Kayıp trilyon davası kapsamında özel evrakta sahtecilik ve Siyasi Partiler Yasası’na (SPY) muhalefet. Kemal Unakıtan: Evrakta sahtecilik. Mustafa Açıkalın, Adem Baştürk: İhaleye fesat karıştırma. Mustafa Açıkalın, İdris Naim Şahin, Adem Baştürk, Zülfü Demirbağ, Selami Uzun, Mustafa Ilıcalı: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki uygulamalarında ihaleye fesat karıştırma, cürüm işlemek için teşekkül oluşturma, emniyeti suiistimal, gerçeğe aykırı beyan. Adem Baştürk, Nevzat Pakdil, Mustafa Açıkalın, Hüseyin Besli: Nitelikli zimmet. Erol Tınaztepe: Tedbirsizlik, dikkatsizlik, yaralamaya sebebiyet verme. Fahri Çakır: Bina yıkılmasına ve ölüme neden olma. Adem Baştürk: Görevi kötüye kullanma. Vedat Melik: Evrakta sahtecilik. Emin Tutan, Ali Temmur: Kayıp trilyon davasında evrakta sahtecilik ve SPY’ye muhalefet. Mustafa Eyiceoğlu: Görevde keyfi muamele, adli görevi ihmal. Hanefi Mahçiçek: Görevi kötüye kullanma. Asım Aykan: Görevi kötüye kullanma. Mehmet Erdemir: Müessir fiil ve hakaret. Ahmet Koca: Yetkili mercilerin emirlerine riayetsizlik. Mehmet Salih Erdoğan: Müessir fiil. Akif Gülle: Devlet ihalesi Yasası’na aykırılık. Mahfuz Güler: Görevi kötüye kullanma, resmi evrakta sahtecilik. Ali Sezal: Yıkım kararını uygulamamak. Metin Kaşıkoğlu: Avukatlık görevini kötüye kullanmak. Hüseyin Ordu: Görevli memura hakaret, İbrahim Köşdere: Yedieminlik görevini kötüye kullanma. Adem Baştürk, Nevzat Pakdil: Zimmet. İdris Naim Şahin: İhaleye fesat. Mehmet Sekmen: Usulsüz arsa tahsisi. Mustafa Çakır: Çek Yasası’na muhalefet. Mustafa Ilıcalı, Adem Baştürk: Görevi ihmal. Müfit Yetkin: Evrakta sahtecilik. “

kaynak:birgün

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir