“üç çocuk” la ilgili güzel bir yazı

gündemi takip edenleriniz bilir “üç çocuk” mevzusunu , bu olaylar ilgili pekçok şey söylendi . geçenlerde radyo dinlerken bir yazıyı dinledim çok hoşuma gitti . adresinden yazıyı buldum okudum tekrar. oldukça güzel manalı ,anlamlı ,deyim yerinde ise cuk oturan bir söylem olmuş. eminim okuyunca sizinde hoşunuza gitcektir. biryandanda ne zaman bunları konuşmıyacağımız , insan gibi yaşadığımız günleri görcez diye de içinizden söylenecek ,hayıflanacaksınız.

işte yazı :

BUGÜN KADINLAR GÜNÜ, DOĞURALIM ARKADAŞLAR

Bugün kadınlar günü sevgili kadınlar.
Göreviniz en az üç çocuk doğurmaktır.
Çünkü memlekete genç nüfus lazımdır.
Neden derseniz….
Askere gönderecek ve muhtelif işlerde sendikasız, üç on kuruşa çalıştırılacak bol miktarda adama ihtiyaç var.
Nüfus az olursa, insan kıymetli olur biliyorsunuz. Zurna zırt der. İşlere adam bulmak zor olur. Az olurlarsa burunları kalkar bunların. Sigorta isterler, prim isterler, ikramiye isterler, az çalışmak isterler, isterler oğlu isterler.
O zaman kimleri çalıştıracaklar tersaneler mesela, üç beş kuruşa ve bir kefen bezine?
İnsan sayısı az olunca, ölümler çok göze batar.
Nüfus çok olunca batmıyor. O kadar kalabalığız ki arada birileri ölüverince, gayet doğal karşılanıyor. Ne bileyim, lağım çukurlarına düşüp boğuluyorlar, iş kazasına kurban gidiyorlar, maç sonucunu kutlayan magandanın tabancasından çıkan kurşuna hedef oluyorlar, trafik canavarı yedi deniyor, zehirleniyor…
Oluyor işte bir şeyler, ölüyorlar. Neyse ki kalabalığız, aldırmıyoruz.

Şimdi efendim, bu nüfus kalabalığı işveren için çok hoş bir şey, bir kere.
Adeta kölelik çağının atmosferi yaşatılıyor bizlere, ne güzel.
Adama çalış diyorsun çalışıyor, ağzından gık çıkmıyor. Çünkü çalışmazsa, şartları falan beğenmezse işte kapı, işte sapı diyorsun. Nasıl olsa dışarısı kum gibi adam kaynıyor.
Eh tabii, o eski güzel çağlardaki gibi kamçı falan kullanılamıyor ama olacak artık o kadar. 2007’ye geldik. Ayıp olur modern çağlara, öyle kamçı mamçı, tövbe tövbe. Namibyalı mı bu adamlar ya? Yıllardan 1800 mü? Yok daha neler!

Sevgili kadınlar… Çok çocuk doğurmalısınız. Bütün DÜNYA da sizden bunu bekliyor. Özellikle GELİŞMİŞ ve TORAMAN ülkeler.
Zira ürettikleri bütün o bilgisayar oyunu, cep telefonu gibi elektronik zımbırtıları ve de cips, şekerleme, hazır kek ve daha yüzlerce çeşit paketlenmiş zehiri (pardon, abur cuburu) ve sigara çeşitlerini satacak insanlara ihtiyaçları var.
Ülkemiz bir MARKET’tir sevgili kadınlar. Dünyanın çok gelişmiş, bol kaslı ülkeleri ürettikleri her türlü bok püsuru bizimki gibi marketlerde satarlar.
Kendi vatandaşlarına satmaları biraz daha zordur. Çünkü oralarda vatandaşlar akıllanmış ve kendilerini bir takım kanunlarla korumayı başarmışlardır.
Oysa bizimki gibi “bol nüfuslu-market” ülkelerde her şey ama her şey satılabilir.

Sonra efendime söyleyeyim, dershanelere de çocuk lazım. O bakımdan da doğurunuz. Bir çocuk eşittir kaç milyar, dershaneler bakımından, hiç haberiniz var mı?
Adam tarlasını satıyor, evini satıyor, çocuğunu dershaneye gönderiyor.
Çocuk üniversite okuyor, mühendis oluyor, mimar oluyor.
Sonra iş bulamıyor.
İşsiz nüfusun yüzde 40’ı üniversite mezunu…
“Ne iş olsa yaparım abi” diyebilmek için üniversite okuyor ve bu arada dershaneleri zengin ediyorlar.
Ekonomi canlanıyor işte, ne güzel.

Anlıyor musunuz sevgili kadınlar?
Vatan sizden görev bekliyor. Kafalarınızı örtün bir güzel, güneş içeri girmesin.
Ve en az üç çocuk doğurun.
Onları ABD’lerde okutacak paranız olmayacak belki….Ne bileyim, sizin çocuğunuz bir gemicik satın alacak kadar şanslı da olmayabilir ya da küçük çaplı bir fabrikacık da kuramayabilir….(Siz bakan, milletvekili falan değilseniz hakikaten zor olabilir bu tür işler)
Ama vatana millete, asgari ücretli işçi, çöp toplayıcı, boşta gezer olarak hizmet edecek. Gerektiğinde vatan için telef olacak.
Az şey midir bunlar?
Bunun gururu hepimize yeter.

(NOT: “Çocuk” aslında gerçekten muhteşem bir olaydır. Ama doğurduğumuz o çocuklar, çimlerin üstünde yuvarlanamayacaklarsa, tırmanacakları bir ağaç kalmadıysa ortalıkta, girecekleri temiz denizler kalmadıysa, evlerinden çıkıp yürüyerek gidebilecekleri bir okulları yoksa, keyifle ve gülerek “hayata dair” bir şeyler öğrenemiyorlarsa, kahkahalar atarak uçurtma uçuramıyorlarsa, onlara “adaletsizlikten” ya da “işi boşaltılmış” yaşamlardan başka sunabileceğimiz hiçbir şey yoksa….Ne yapabilir –bunları bilen- bir kadın? Nasıl doğurabilir? Sorum sadece budur.)

NESLİHAN ACU
kaynak:medyatava.com

“üç çocuk” la ilgili güzel bir yazı” hakkında 7 yorum

  1. elif

    bnde çocuk gelişim bölümünü okuyorum gerçekten süper bı yazı olmuş emeğe saygılar bnde çocuklarıı çoqq ama çoqq seviyorum

    Cevapla
  2. gizem

    neden herkez güzel cümle yazmışşşşşşşşşş acaba bence çirkin olmuşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş

    Cevapla

HACKERRRR için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir