kene ,kene’den korunma yolları ve kenenin artış sebebi ile ilgili teori..

önceden kuş gribi vardı ,ondan önce deli dana vardı tabii ama onu et yemeden hallettik ,koruduk kendimizi  . bir şekilde o tehlike püskürtüldü.kuş gribide deli dana gibi püskürtüldü gibi gözüküyor. en azından öyle umuyorum. ama şimdiki tehlike bir nevi görünmez tehlike . çalı çırpı, ot, toprak ,ağaç üstünde evlerde ,bazen deniz kenarlarında …

kene’den bahsediyorum evet!!

son zamanlarda hepimizin toprağa ,çimene basmaya korkutan kene ısırması sonucunda oluşan  (KKKA) Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığı hepimizi paranoyak etmiş durumda.

özellikle sokak’ta evcil hayvan besliyenler iki kat daha tedirgin durumda. hal böyle olunca çeşitli önlemler almak gerekiyor.

mesela evcil hayvanınız var ise , gerekli önlemleri  almanız gerekiyor.  pire tasması veya gerekli parazit ilacı gibi.

yada kendimiz için uzun paçalı tercih etmek gerekiyor.  bunun gibi aklına gelebilcek birçok önlem var tabiyki..

durum ciddi , hal böyle olunca bunlarla ilgili ufak bir araştırma yaptım ve sizlerle paylaşıyorum

işte o araştırma:

hastalık Keneler aracılığıyla insanlara bulaşır. Ülkemiz, kenelerin yaşaması için oldukça uygun bir coğrafyadır. Hyalomma soyuna ait keneler ülkemizde oldukça yaygındır. Keneler kan emerek beslenirler. Küçük omurgalılar, yerde beslenen kuşlar gibi çeşitli hayvanlardan kan emerken bu virusleri alırlar, vücutlarında taşırlar ve tekrar kan emerken bu virusleri bulaştırırlar. Ayrıca bu virusu taşıyan insan ve hayvanların kan ve vücut salgıları ile temasla da hastalığın bulaşabildiği bilinmektedir. Özellikle hayvancılık ile uğraşanlar ve kırsal kesimde yaşayanlar risk altındadır.

KKKA HASTALIK NASIL BELİRTİ VERİR?

Kene ısırdıktan sonra hastalık belirtileri ortaya çıkana kadar geçen süre 1-3 gündür, ancak 9 güne kadar uzayabilir. Kene ısırığı olmadan, bu virusu taşıyan hayvan ve insanların kan veya vücut salgıları ile teması sonrası gelişen bulaşlarda belirtiler 5-13 gün gibi daha uzun bir sürede ortaya çıkabilir.
Hastalık kene ısırmasından sonra halsizlik, iştahsızlık, ateş, baş ağrısı, kollarda ve bacaklarda şiddetli ağrı ile başlayabilir. Bulantı, kusma, karın ağrısı olabilir. İlk günlerde gözlerde kızarma, göğüste ve yüzde noktasal kanama alanları görülebilir, bunlar tüm vücuda yayılarak morluklara dönüşebilir. Ayrıca burun ve dişeti kanamaları gibi vücudun farklı yerlerinden kanamalar görülebilir. Genelde karaciğer tutulumu olur, ağır olgularda böbrek ve akciğerlerde hastalanır.
Son iki hafta içinde kene ısırmış olanların, hayvan salgı veya kanlarıyla temas öyküsü olanların ya da KKKA olduğu bilinen biriyle temas etmiş olanların halsizlik, iştahsızlık, ateş, baş ağrısı, bulantı, kusma, karın ağrısı gibi belirtileri olduğunda hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları önerilir. Önemli olan hastalıktan şüphelenmektir, Yapılacak ileri tetkiklerle tanı konabilir. Destek tedavisi ve özel tedaviler ile hastalık kontrol altına alınmaya çalışılır. Ancak öldürücü seyredebilir.

KKKA’ DAN KORUNMANIN YOLLARI:

” Hayvanlarda kene mücadelesi yapmak gereklidir.
” Kırsal alanlara gidildiğinde mümkün olduğunca kapalı giysiler giyinmek gereklidir. Kenelerin elbise içine girebileceği yerler kapatılmalıdır. Açık alanlardan dönüşte elbiseler kene varlığı açısından kontrol edilmelidir.
” Vücuda yapışmış bir kene görüldüğünde bir cımbız ya da pens ile deriye yapıştığı yerden tutarak, sağa sola sanki çivi çıkarıyormuş gibi oynatarak geriye doğru çekerek çıkartılır. Kene elle öldürülmemelidir ya da üzerine vurulmamalıdır. Alkole ya da çamaşır suyuna atarak öldürülebilir. Kenenin çıkarıldığı yer tendürdiyot ya da alkolle temizlenir.

VE GİNE 12EYLÜL’ün onca  başımıza açtığı dertlerden sonra kene sorununu  12 eylül’den sonra ortaya çıktığını savunan bir teori:

Uzmantv adlı internet sitesine açıklamalarda bulunan Prof. Yeşildere,”Keneler eskiden de vardı ama mücadelesi çok iyiydi.12 Eylül’den önce Veteriner Hekim Teşkilatı örgütlü olarak kenelerle mücadele ediyordu. Veterinerler köy köy dolaşarak, kene mücadelesi yapıyorlardı. 80 sonrası teşkilat yok edildi. Teşkilat yok edilince koruyucu veteriner hekimlik yok oldu, saha mücadalesi ortadan kalktı. Bu nedenle kene sayısı çok hızlı bir biçimde arttı”

ve son olarak kene ile mücadele’de umut olan kene yiyen çekirge haberi:

Birçok insanın yaşamına yitirmesine neden olan keneleri yiyerek hayatını sürdüren bir çekirge türüne Hatay’ın Amanos Dağları’nda rastlandı. Amanoslar’da izine rastlanan çekirge, Kırım Kongo Kanamalı Ateşli Hastalığı’nı taşıyan kenelerle mücadele için umut oldu. Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Miktad Doğanlar’ın bitkilere zarar veren böcekler üzerine yürüttüğü araştırmasında karşılaştığı kene ile beslenen çekirgenin Tarım ve Köyişleri ile Sağlık Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Prof. Dr. Doğanlar, türüne ilk kez rastladıkları çekirgelerin yetişkinlerinin bir günde 20 civarında kene yediğini tespit ettiklerini söyledi. Bu çekirge türünün, Kırım Kongo Kanamalı Ateşli Hastalığını taşıyan kenelerle mücadelede kullanılabileceğini aktaran Doğanlar, yetkili kurumların bu konuda çalışma başlatması gerektiğini belirtti.

“Eremiaphila Dagi” adını verdikleri bu yeni çekirgenin insanların ölümüne neden olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı ile ilgili mücadele yöntemlerinde kullanılmasının faydalı olacağını dile getiren Doğanlar, ” Amanos dağlarında bitki koruma ile ilgili çalışma yaparken peygamber devesi gurubundan bir böceği görünce laboratuara taşıdık ve bunun tür teşhisini yapmaya çalıştık. Yaptığımız çalışmalarda dünyada yeni bir tür olduğunu ve isminin bu zamana kadar konulmadığını belirledik. Bizde ismini “Eremiaphila Dagi” olarak koyduk. Bu çekirgenin bitkilerde zararlı olan türlerden hangilerini yediğini tespit etmek için laboratuarda çalışmalar yaparken elimizde bulunan kenelerden de yediğini gördük Bunun üzerine Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı vektörü olan kenelerin bu böcekle kontrol edilebileceğini ve bu konularda çalışma yapılabileceğini düşünüyoruz. Ağustos ve temmuz ayının 2. yarısında ergin hale gelen bu böcek yumurtlama döneminde aşağı yukarı 20 tane kene yediğini laboratuardaki çalışmalarımızdan tespit ettik.” şeklinde konuştu

Kenelerle mücadelede bu çekirgeyle ilgililerin daha detaylı bir çalışma yapması gerektiğini belirten Prof. Dr. Miktad Doğanlar, özellikle Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığının bu konuya yönelik elemanlarıyla birlikte devriye girmeleri ve bu böceğin sorun olduğu İç Anadolu Bölgesi’nde özellikle Tokat, Sivas, Çorum ve diğer yörelere taşınmasını sözlerine ekledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir